top of page

Foucault Konuşmaları 5 | Foucault ve Beden | Ferda Keskin, Erinç Aslanboğa

22.02.2024



Kadıköy TESAK'ın evsahipliğinde düzenlediğimiz Foucault Konuşmaları'nın konukları Ferda Keskin ile Erinç Aslanboğa'ydı.


14 Şubat'ta gerçekleşen etkinlikte özne, iktidar, hakikat oyunları gibi Foucault konuşmalarında alışık olduğumuz kavram setleri arasında pek de yer almayan bir konuya, bedene yer verdik; Foucault düşüncesinde bedenin ne gibi bir yeri, nasıl bir işlevi var, Foucault bedeni nasıl ele alıyor gibi sorular üzerine durduk.


Ayrıca modern döneme kadar Batı felsefesinde bedenin, ruh ve akıl karşısında, insanı kimi zaman hakikatten kimi zaman iyiden, güzelden ve başka erdemlerden alıkoyan, önünde aşılması, kurtulması gereken bir engel olarak ortaya çıkmasının; bedenin hep eksik, sınırlı, sonlu bir şey olarak alınmasının da tarihine değindik.


**


Erinç Aslanboğa

"Foucault 1963’te yayımladığı Kliniğin Doğuşu'nda canlının ve yaşamın bilgisinin paradoksal olarak kadavradan elde edildiğini ve 19. yüzyıl tıbbının kadavrada yaşamın zayıflığını bulan mutlak bir gözün peşinde olduğunu söyler. Bu bize, Batı felsefesinde bedene yaklaşımımıza damgasını vuran beden/ruh, maddi/manevi ayrımının Platon’la birlikte bedenin ölümsüz bir ruhun kabı, mezarı olarak düşünülmesini ve bununla bağlantılı olarak da bedenin sadece maddi boyutuna indirgenen bir inceleme nesnesine dönüştürülmesini hatırlatır. Foucault, Ütopik Beden adlı radyo konuşmasında bedeni silmek, 'bedensiz bir beden' tasarlamak için ortaya konan ütopyalardan en ısrarcısının 'ruh miti' olduğunu söyler. Aslında bütün ütopyalar bedenden türer, ama bazı durumlarda beden ütopik gücünü kendi karşısına alır. Batı felsefesindeki ikili karşıtlıklar arasındaki hiyerarşik yapı ve Foucault’nun ütopik beden üzerine söylediklerini düşünerek şöyle diyebiliriz: Kırılgan, sınırlı, hastalanan, ölümlü bedenden yola çıkarak, bu bedeni tüm kusur ve eksikliklerinden arındırıp yalıtarak bozuluşa tabi olmayan, hep diri, taze, güzel kalacak, kurgusal, ideal bir beden yaratmak. Foucault’nun 'ütopik beden' dediği aslında biraz böyle bir şey. Ve sonra da günlük bedeni bu ideal bedenin soluk, zayıf bir kopyası, geçici bir yansıması olarak yeniden tanımlamak..."







Konuşmacılar Hakkında


Ferda Keskin, Bilgi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü’nde ve Felsefe ve

Toplumsal Düşünce yüksek lisans programında öğretim üyesidir. Aynı zamanda Felsefe ve Toplumsal Düşünce yüksek lisans programının kurucusudur. Felsefe lisansını Boğaziçi Üniversitesinden, yüksek lisans ve doktorasını ise Columbia Üniversitesinden verdi. Bilgi’den önce hem Columbia Üniversitesi’nde Felsefe ve Beşeri Bilimler (Humanities) bölümlerinde hem de Boğaziçi Üniversitesinde felsefe bölümünde dersler verdi. Foucault’nun Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan 5 kitaplık seçme yazılarının editörlüğünü üstlendi, bazılarının ortak çevirmenliğini yaptı. Bilgi Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan Öznenin Yorumbilgisi de yine Ferda Keskin’in çevirisiyle yayımlandı.



Erinç Aslanboğa, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Felsefe Bölümü lisans programından mezun olduktan sonra Fransa Paris8 Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde yüksek lisans ve doktorasını tamamladı, şu anda Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde öğretim üyesi. Çağdaş Kıta felsefesi alanında, Georges Canguilhem, Michel Foucault, Gilbert Simondon üzerine, özneleşme biçimleri, biyopolitika, thanatopolitika, teknik felsefesi konularında çalışmalarını sürdürmektedir ve bu konularda, yurtiçi ve yurtdışında, çeşitli dergilerde yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır.




Önceki konuşmaların kayıtlarına Youtube sayfamızdan ulaşabilirsiniz.










bottom of page